22 Mayıs 2009 Cuma

Yaslandığım ağacın uyandırdığı ben....


Rüzgarlar çok uzaklardaki vapur seslerini kulağıma kadar getirme zahmetine girmişlerdi. Yorgun göz kapaklarımı aralamıştım ki, az ileride toprağın tümsek bir yerlerinde siyah bir bahar güvercini benden arta kalan yemeğimi yavrusuyla paylaşma nezaketini gösteriyordu. Güneş batmak için direniyor, yeşil bahçenin son misafirleri olan genç sevgililier, bu büyülü güneş kızılının altında aşklarını pekiştiriyor arzulu öpüşüyorlardı. Çok yükseklerde güçlükle görebildiğim nokta halindeki kuşlar, gündüzü terk etme telaşında gecenin çığırtkanlığını yaparken, daha ilerisini düşünemeyecek kadar geç kalmış olan ben, yaslandığım ağacın akşam rüzgarıyla kıpırdanışından binlerce zerre kadar etkilenip uykumdan uyanmıştım. Hayatımın en tatlı uykusuydu. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder